Kayıtlar

Dizi Gibi Dizi

Resim
  Çocukluğum ve gençliğim; Kahpe Bizans, Airplane!, Scary Movie serisi gibi filmlerle Kaygısızlar, Monty Python's Flying Circus, Beşik Kertmesi, The Office, Leyla ile Mecnun, Kardeş Payı gibi dizilerle ve türlü mizah dergilerini okumakla geçti. Absürt mizahı sevmede hiç zorluk yaşamadım. Karşımda gördüğüm anlamsızlığın kendi içerisinde yarattığı anlam  ve bunun getirdiği yaratıcılık bana her zaman ilgi çekici gelmiştir ve buna her şeyden çok gülerim. Arkadaşlarım da benle aynı kafadadır. Her döneme damga vuran farklı bir iş ve ekip her zaman var oldu. Bu ekolün son temsilcisi ise kuzenlerimin tavsiyesi  ile izlemeye başladığım  son dönemin en başarılı dizilerinden Gibi. Gibi de bir grup ev arkadaşının gündelik hayatta yaşadıkları ve karakter farklılıkları nedeniyle çatışmaların meydana getirdiği absürt olayları izliyoruz.  Dizinin mizah anlayışı diğer absürt komedilere nazaran tempo yerine  dinginlikten beslenen ve yavaş yavaş vites arttırıp seyircinin sini...

Derbi Günü

Resim
       Ülkece sadece futbol ile yatıp futbol ile kalkamıyoruz (bazıları izlediği maçın heyecanına dayanamayıp ölüyor da aynı zamanda!) Futbol genlerimizde, pek tabi biz de doğal bir futbol ülkesiyiz. Diğer toplumlarda olduğu gibi bizim için de dinden sonra bildiğin en etkili afyon bu aslında. Ne zaman ola ki bizi derinden sarsan bir olay gerçekleşse bir iki zaman sonra derbi ya da milli maç varsa anında yaşanan  her şeyi unutup birlik oluruz.       Keşke maç izlemek dışında da arada böyle dirayetli duruşlar gerçekleştirebilsek. Olabilse böyle kimi bazı şeyler. Gözleri kör eden birbirimizi ötekileştiren bir etmende olabiliyor bu spor bazen pek tabi. Bazılarımızsa doğuştan fanatik. Bileğini kesse takımının renkleri akar, göbek kordonu sarı kırmızıdır, ölümüne bir takımı tutar. Gazını alamazsa belki; ben mi yoksa takımın mı diye onu darlayan eşini bile duruma göre boşar.      Yakın bir dönemde oynanacak bir derbi maçı vs. var ise ...

Büklüm Büklüm

Resim
Görsel (Zenci Parmağı Tatlısı- İftar tavsiyesi değildir.) Doğruya doğru; ülkemizde siyahi kökenli kişilere gereğinden fazla bir ilgi gösteriyoruz aslında. Toplumca kanımıza işlemiş futbol manyaklığının ve siyahi futbolcuların bunda etkisi nedir bilemiyorum  fakat Umut Sarıkaya'nın da bir karikatüründe konu edindiği üzere zenci övmek gibi bir alışkanlığımız var doğruya doğru. Cem Yılmaz'ın tabiriyle sonuçta  sırıksız sırıkla atlaya(bile)n adamlar bunlar. Atletik, kibirsiz ve kimi zamanda yarım ağız Türkçeleriyle saat satarken konuşma çabaları belki biraz da bize sevimli gelen. Tamam abijim, sorun yok babajım gibi mahçup tepkileri. Son dönem ülke dış politikalarının fazla dışa dönmesi neticesinde dünyanın dört bir yamyamından ay pardon yanından insanlar ülkemize akın ediyor. Adeta akıncılar gibiler gerçekten. Bu akıcı Türkçe konuşamayan akıncılar artık sadece sokakta köşede bekleyen seyyar satıcılılardan ibaret değiller.  Afrikalısı, Pakistanlısı, Suriyelisi ve de niceleri ...

Kazayla

Resim
( Bir yaş grubu için travmatik trafik canavarı reklamı)   Bir olaya dışarıdan bakması var birde direkt içerisinde bulunup yaşaması. Herkesin her durumla ilgili elbet iyi kötü bir fikri var fakat fikri olduğu konuyu yaşamadan da tam anlamıyla neyin ne olduğunu bilmez insan. Daha çok küçükken televizyonda gördüğüm canavar temalı reklamda tanıdığım o canavarın yıllar sonra bir üniversite sınav arifesinde hızla akan trafikte  aracını önümüze kırmasıyla üç takla atmamıza neden olduğu o ana kadar.   Havalı aksiyon filmlerinde kaza anında karakter araç takla atarken sanki dakikalarca sürüyormuş gibi usul usul ağır çekim ve cam kırıkları içerisinde havalı havalı usulca yuvarlanır ya işte o an hiç de öyle bir an değil tabi. O an adeta x2 hızda video izlemek gibi.  İşler yolunda gitmeseydi şu an bu satırları yazamayacağım gibi nicelerinin yitip gittiği kazalarda  taklalar attığımız o an eğer karşı şeritten başka bir araç geliyor olsaydı bir çekirdek aile olarak belki...

Kedidir Kedi

Resim
  Tamamen kişisel fikrim insan önce çocuklarına hayvanları sevmeyi öğretmeli. Hayvan sevgisi empatinin kişide başladığı bir ilk. Cana olan saygı. Çocuğun bazı şeyleri anlaması ancak onları sev(ebil)mesiyle mümkün birazda. Önce bir hayvan sever. Canlıdır. Sonra bütün canlıları sever. Böcek olur, bitki olur ya da insan. Cana saygı duymayı öğrenir ve daha önce yaşanan tecrübelerle de sabittir ki ağaç yaşken eğilir.  Sokaktaki canlar iç güdüleriyle var olur. Belirli bir hayat mücadelesine dahil olur. Doğar, büyür, ürer. Hastalanırsa ya da acıkırsa saldırganlaşabilir mesela fakat nihayetinde bir kedi kedidir. Yaşam mücadelesi içerisinde yolu bellidir. Evde ya da sokakta da olsa sonuçta kedidir kedi. İnsanlara da denk gelir bazen. İyilere denk gelir bu onun yuvası olur kötülere denk gelirse mezarı. Sosyal medya ve hayatımızın her noktasına giren anı yaşamak yerine paylaşma alışkanlığı hepimizi yordu, sıktı. Tek artı yönü, ne kadar sarsıcı da olsa kötülüğün ayan beyan önümüze serilme...

2023'ün Ölümü

Resim
  (Yazının kapak fotoğrafını ben çekmedim.) 2023 o kadar uzun bir yıl oldu ki yıl bitene kadar Kemal Kılıçdaroğlu bile genel başkanlıktan ayrılmak zorunda kaldı. Her yıl oluğu gibi şaşalı kutlamalar yapıldı yine geçen sene yılbaşında, evde kutlayanların resmi merasim tören kıyafeti oldu pijama; ne diyelim yaşasın terlik televizyon(smart olursa tadından yenmez aslında). Her şey iyi ya da kötü olabilir fakat elbette ki iyi de olsa kötü de her şeyin mutlak bir sonu var. 2023 için de yolun sonu görüldü yine . Adeta değiştirilmek için sırasını bekleyen bir cep telefonu modeli gibi (hiç bir şey tam anlamıyla asla değişmeyecek olsa bile) 2024 e yerini bırakma zamanı geldi artık.  İşte sanırım bu 2023'ün ölümü! Her sene bir önceki seneyi aratmasın istenir. Beklentiler zoraki olarak yükselir. Umut her zaman içimizde olsa da hayatın maalesef ki kötü bir espri anlayışı vardır ve genellikle gelen gideni her daim aratır. Gelenin kötü olmasından değildir bu arayış yanlış anlaşılmasın alışka...

Koltuk Belası

Resim
    (1990- Yön. Kartal Tibet) Genciz. Bir koltuk arıyoruz. Çok mu zor sanki bir koltuk sahibi olmak. Bir koltuk olsun çalışalım, sadece kendi işimize bakalım. Bizim neyimiz eksik ki acaba. Onlar yaparsa biz de yaparız. İhtiyarlar sadece kendilerini düşünürlermiş hep. Yapışmışlardır oturdukları yerlere ve kalkmak bilmezler.  Peki biz gençlerin hali ne olacak, onlar  nasıl ilerleyecek? Biraz onlara da şans tanımak arada yenilikçi düşüncelerin getireceği yeni yollara yelken açmak gerekmez mi? Zaten zamanı geldiğinde bırakmak değil midir erdemli olanı. Bu yaşamak gibi bir şey birazda. Gençlik enerjisi, heyecanı ve her şeyi başarabileceğim arzusu zamanla kendini bilindik süreçlerin tekrarlarına bırakır. Profesyonellik heyecanın ölümüdür. Fakat insan konfor alanından çıkması gerektiği düşünülen fakat bu alandaki yerini sağlamlaştırmak için yaşayan bir yaratık aslında. Bunun için onu konforundan çıkaracak her şeyi düşman olarak görür.  Gençken bir heyecanla oturulan ko...

Hicligin Ortasında (Siir)

Resim
                                                Zaman geldi kötü oldu iki kardeş.   Biri haklıydı diğeri ise kalleş.   İkisi de aynı fakat bulunur  bir nedeni.  İdeolojilerin yarattığı hiçliğin ortasında kaybolur bedeni.  İnsan dediğin hayvandır temelde ama medeni.  İçgüdüsel çıkarlarını düşünmektir iç savaşının ana nedeni. Tasmasını tutana göre havlar elbet her şeyin vardır bir bedeli. Ötekidir diğerine göre ötekileştirir beni.   İnsan insanca yaşamaya çalışır, bunun için diğer insanlarla savaşır. Siyah, beyaz, bazen Türk kimi zaman Kürt; biraz Müslüman çokça Yahudi. Soykırıma uğramamış gibi uğratır bir diğerini. Vurur vurulmamış sanki hiç kendisine; Acır acımaz diğerinin haline.  Savaşır tasmasını tutanlar için yaşasın ideoloji.  Fillere bir şey olmaz çimlerin hali biraz şüpheli. Başkalarının idealleri ...

Dilek Tası Özelinde Bitmek Bilmeyen Türk Dizileri

Resim
**TÜRK TELEVİZYONCULUĞU VE DİZİLER** Dijital platformların şekil değiştirdiği dizi izleme alışkanlığı bazı bünyeler için önlenemez bir bağımlılık.  Ne kadar filmci bir insan olsam da çocukluğum;  Süper Baba, Ruhsar, Çarli, Kaygısızlar, Ayrılsak ta Beraberiz gibi yerli dizileri keyifle izleyerek geçti. Hala daha ilgili dizilerin belirli bölümlerini açıp izleyip nostalji hissimi tatmin ederim. Doksanlar sonu bir televizyon kanalında aynı gecede yarışma, dizi, belgesel, talk show  ve film(gece yarısından sonra yanına kırmızı nokta gelir!) izlenebiliyordu. Diziler en fazla 40 dakikaydı ve bundan dolayı bölümler sakız gibi uzamıyordu. 2000'li yılların ortaları itibariyle kalite ve çeşitlilik adına dengeli giden televizyonculuk anlayışı; Behzat Ç, Leyla ile Mecnun, Avrupa Yakası gibi  benimde bayıldığım bir çok harika dizi izlemiş olmamıza rağmen sadece dizi odağına kaymaya başladı. Diziler izlendikçe alınan reklam ve buna bağlı olarak süreleri arttı ve artık her televizyo...

Hiç Ses

Resim
       Kendi kendine konuşana deli derler ise kendi kendine yetebilene kim bilir neler neler derler? Hepimiz gün boyu farklı kimliklere bürünüp  bu kimlikler arasında üstlendiğimiz rollere göre farklı farklı kimi maskeler takıyoruz. Kimliklerimiz ve kişiliğimiz ile tutarlı bir bütün olarak hayatımızı idame ettirme çabası bu ve her seferinde yolun en başına döneceğimizi bilmemize rağmen içine hapsolduğumuz kısır döngüde yola çıktığımız durağa dön(ebil)mek adına olağanca gücümüzle mücadele ederken içimizdeki tutarlılığı kaybetmemeye çalışmak  gerçekten yorucu. Kimlikler çok fakat kişilik tek!     İnsan  olması gereken ile olmak istediği arasında sıkışıp kalınca gerçekleştiremediği potansiyelinin yükü kambur olur sırtına. Mevcut kimlik karmaşaları arasındaki savaştan tutarlı bir biçimde sağ çıkmaya çabasıdır bu. Bazen üstlendiğimiz bu kimlikler bizi iç dünyamızda bitmek bilmeyen bir tartışmaya sürükler. Sesli düşünüp kendi özünden bir ufuk açmay...