Koltuk Belası

 

  (1990- Yön. Kartal Tibet)

Genciz. Bir koltuk arıyoruz. Çok mu zor sanki bir koltuk sahibi olmak. Bir koltuk olsun çalışalım, sadece kendi işimize bakalım. Bizim neyimiz eksik ki acaba. Onlar yaparsa biz de yaparız. İhtiyarlar sadece kendilerini düşünürlermiş hep. Yapışmışlardır oturdukları yerlere ve kalkmak bilmezler.  Peki biz gençlerin hali ne olacak, onlar  nasıl ilerleyecek? Biraz onlara da şans tanımak arada yenilikçi düşüncelerin getireceği yeni yollara yelken açmak gerekmez mi?

Zaten zamanı geldiğinde bırakmak değil midir erdemli olanı. Bu yaşamak gibi bir şey birazda. Gençlik enerjisi, heyecanı ve her şeyi başarabileceğim arzusu zamanla kendini bilindik süreçlerin tekrarlarına bırakır. Profesyonellik heyecanın ölümüdür. Fakat insan konfor alanından çıkması gerektiği düşünülen fakat bu alandaki yerini sağlamlaştırmak için yaşayan bir yaratık aslında. Bunun için onu konforundan çıkaracak her şeyi düşman olarak görür. 

Gençken bir heyecanla oturulan koltukta yaratılan  dünyanın keşmekeşi konfor olarak görünür gözüne ve zamanı geldiğinde bir başkasına severek devir edeceği koltuğu onca potansiyelinin aksine tek bir yaşama amacı gibi görülür. O koltuktan kalkmadığı için kaçırdığı dünyalar reddeder ve bir gün mutlaka bu işleri bırakacağı yalanını kendi dahil kimse inanmasa da sürekli yeniler.  Arkadaşları bazen kendi koltuklarında ölüp gider. Bir anlamı yok aslında burada oturmanın der fakat yine de kalkamaz o koltuktan bir yandan kendinden habersiz gibi ölümü bekler. 

B(ölü)m sonu canavarıdır bu koltuk belası. Her zorluğu aşan insanlar görüyorum fakat bu koltuğu aşamazlar. Üstelik bazıları gerçekten hak etmiyor artık o koltukta oturmayı çünkü başarısızlar. Bir şekilde oturdukları koltuktan kalkmayı bir türlü başaramazlar. Hepimiz gençtik ve benzeri yollardan geçtik fakat bir insanın durması gerektiği noktayı bilmesi hususunda hemfikirdik. Anlamadık ne olduğunu yıllar geçti geldiği noktayı unuttu ve hamas(et)'e teslim oldu insan. 

Bırakın bir koltuğa sığınmayı, vazgeçilmez değil(sin)iz. Değmez bu kadar inada ve ısrara asla.  Gün gelince yeri gelir canını teslim eder insan. Yitip gider fakat önemli olandır ardında kalanların ona biçmiş oldukları değer. Değer mi diye düşünmek lazım arada. Koltuk belası insana kendini unutturur, ömrünü yer. 

twitter.com/atakandinc


Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Derbi Günü

Büklüm Büklüm

Kazayla