Kayıtlar

İnanç Vergisi

Resim
Merhaba; Fatih Altaylı mübarek Ramazan günlerinde yıllar önce bir vergi uygulaması şeklinde karşı karşıya kalınan cizyenin tam tersi bir sistem kurmuş kafasında. Cizye demişken; Cizye ,  İslam  ülkelerinde Müslüman olmayanlardan alınan bir vergi türü aslında. Kaynağını Tevbe suresi 29. ayetinden alıyor; Cizye , gayrimüslim vatandaşların hür ve mükellef olan erkeklerinden, yılda bir kez alınan taş gibi bir  baş vergisiydi! Sakatlardan, kadınlardan, çocuklardan ve din görevlilerinden alınmaz idi. Ne şanslı azınlıklar!  Hazır Korona'dan beynimiz hamurlaşmaya başlamışken; Sayın Altaylı o hamurla instaya atmalık ekmek yapmak yerine eş-cinsel  ya da gayrimüslümlerden alınmayacak bir inanç vergisini gündeme getirmiş, çünkü onlar cami vs. kullanmazmış. Muhafazakar bir eş-cinsel  olduğunu açıklayan Cemil İpekçi; sana söz hakkı doğdu abicim. Mevzu Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın; 'L utiliği, eşcinselliği lanetliyor. Nedir bunun hikmeti? Hastalıkları beraberinde get

Çocuktu

Resim
                                                  (Canım Kardeşim-1973) Merhaba. Bugün 23 Nisan 2020. Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının 100.yılı. 1924 yılı itibariyle bayram olarak kutlanmaya başlayan; ve atamız Mustafa Kemal Paşa tarafından 1929 yılı itibariyle çocuklara armağan edilmiş bir bayram bu. Nedeni ise umutta. Çünkü umut her şeydir ve en büyük umutlar hayalperestliğini yitirmemiş geleceğin bireyleri çocuklarda, çocuklarımızda bulunur. Bugün  yazacaklarım ise bu günün anlam ve önemi vesilesiyle bizimle ilgili, dünün çocuğu bugünün bireyleri bizleriz. Şöyle diyorlar artık bize; çocuktu. Çoğumuzun içinde peydah olan bir maziye özlem var. Tv de ve sinemada izlediğimiz eski filmleri, sabahtan akşama kadar sokakta arkadaşlarımızla top koşturduğumuz bitmeyen yaz günlerini, bir heyecan gidilen ilkokul, ömür boyu yeri başka olacak lise arkadaşlıkları ve ortamı, yazlık, deniz kokusu, ilk aşklar, saman alevi yaz aşkları ve koca maziyi özlüyoruz. Bazen kendi

Herkes Ekmeğinin Peşinde (Mesajınız Var)

Resim
                                                                 Akşam evde otururken (sanki bugünlerde başka bir bok yapıyorum da) telefonuma whatsapp'tan bir mesaj geldi. Sahi bazen telefonun başında çaresiz bekliyoruz ya heh o mesajlardan biri değildi! Yaklaşık iki saat önce Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıklamalarını dinlemiştim. Bakan Bey şu açıklamaları yapmıştı; Merhaba dünya! Penceremdeki güvercin,tahta masam boş şişeler Can dostum çomar merhaba... Tatlı komşu Ayşe teyze ,emekli Salih öğretmen Yeni bir gün doğdu merhaba dostlar merhaba Yeni bir gün doğdu...merhaba!                   Yok ya böyle dememişti sanrım ama buna benzer gündemle ilgili genel geçer açıklamalar yapmıştı yine. Telefonuma gelen mesaj da ise bakanın açıklamalarında bahsetmediği;  gece 24 itibariyle iki gün sürecek bir sokağa çıkma yasağının başlayacağı yazıyordu. Şansa da market alışverişimi gün içersin de yapmıştım. Beni rahat götürecek kadar erzağım

Mucize Virüs Korona

Resim
                                    MUCİZE VİRÜS KORONA       Sabah saatime baktım aman Allah'ım ne uyuyorum bugünlerde; malum virüste var, işimden de tam zamanlamalı ayrıldım. Umarım arkadaşlarım virüsü benim yaydığımı düşünmüyordur. Çeyrek kokoreçten yayılsa virüs; sıçmıştım! Hep o benli yüzünden derlerdi belki de demezlerdi. Saatime bir baktım 6:00. Gözlerimi kapatıyorum ama gözüm benle aynı fikirde değil. Göz kapaklarını ittiriyor göz efendiler.      Biraz debelendikten sonra kalktım çay suyu koydum. Evde kalamayan emekçilerin servisleri geçmeye başladı camın önünden. Biraz onlara baktım. Sonra sabah haberleri başladı. Aynı konular ve sıkıcı gündem içerisinde kahvaltımı  edip artan çaydan bir bardak alıp balkonuma geçtim ve düşünmeye başladım. Bu korona hayat kumandasının dur tuşuna basan, bize ve  yaptığımız tüm planlara koca bir nah çeken mucize bir  virüs diye düşündüm ucundan azıcık!     Tv de konuk Ali Babacan'ın sesi alt fonda yankılanıyordu. Adam eski f

Öyle İşte

Resim
                                 

Olmayınca Olmuyor

Resim
                                                                                                                                                                                                                                 İnsanların gerçekte istedikleri sonuçlar ve getirileri çok farklı. Suruç'ta hayatı son bulan gençlerimizin  . Arada sadece belirli kişilerin nihai hedeflerine ulaşmak için yitirdiğimiz onca genç, şehit askerlerimiz ve artık işin katlanılamaz boyuta geldiği aşamayı da geçtiği başkentin göbeğinde yaşanan Ankara Barış Mitinginde ki patlama.       Barış istemenin sonucu pek iç açıcı olmuyor buralarda. Bu ülkeden çekip gitsek diye düşünülmüyor da değil. Yeter artık. Irkın olduğu yerde insanlık olmaz. Hepimiz insanız. Temelden bağlı bir kardeşliğimiz var ama kardeşliği sürdürmek cidden güç.  Ulusal yas ilan etmek yasımızı hafifletmiyor. Biz istesek de istemesek de maşa oluyoruz. Bir taraf oluyoruz. Tarafsız kalmak istesek de!         Özellikle de

BEKLEMEK

Resim
                                                                                                                    Yok hayır! Yok cidden, yok hayır. Kendimden  hiç yok hayır. Kalmadı, satılmadı; beğenilmedi geri gönderdik. Bahaneler çok. Daha neler var! Adım atmalı mı yoksa atmamalı mı? Şimdi zamanı mı? Biraz daha beklemekte fayda var gibi. Beklemek kolay da sağ beklemek zor cidden! Gidenin arkasından hep umut kalır çünkü. Bekleyendir azabı çeken bilirim. En huzurlu olduğum andır hiç kimseyi ve akabinde hiçbir şeyi beklemediğim o an.          Bek sözcük anlamı olarak genelde sıkı, sağlam anlamına gelmektedir. Modern bekler günümüzde futbolda önemli bir noktada bulunmaktadırlar; lakin o sonuna lemek eklemeyeydik iyidi. Kim çıkardı lan o sözcüğü ortaya! Sonuçta insan düşünen bir hayvandır. Boş bulmuş sıçmış halıya işte gereksizin önde gideni!               En büyük aşklar hayal kırıklığıyla başlar. Üniversiteyi kazanan kız arkadaşını artık yeterince göremeyeceğini anlaya

Sonsuzluğun Sonu

Resim
                                                            SONSUZLUĞUN SONU         Düşünerek yıkıma giden insanların yıkımı ancak kendi dünyalarının desteksiz temellerinde yankılanır. Bitmeyen gecelerin sonu gibiydi adamın içinde bulunduğu durum. Göz altları morarmış, pek az güler olmuş üstelik bir de utanmadan aşka olan inancını kapital düşüncelerle bağdaştırıp kendi yarattığı aurasının içerisinde mutsuzluğa boğulmanın dayanılmaz kibriyle yüzleşerek bu durumu kabullenebilmiş idi.       Arkadaşlarının dışarı çıkması, daha çok insan içerisine karışmasıyla ilgili telkinlerini anlamsızca ümitli buluyordu. Kendisi de insandı sonuçta! İnsanın insan içine karışması çok acayip bir şeydir. Yavaştan soyutlanma emareleri başlamıştı içerisinde bulunduğu onu geliştirmiş, bok var gibi bu hale getirmiş topluma karşı.        Eskiden aşkın ölümsüzlüğüne inanan adam; sonsuzluğun sonunu gördüğünden beri bu düşüncelerinden de kopar olmuştu. Uğruna her şeyini verdiği, rezil olduğu, sok