Sonsuzluğun Sonu



                                                            SONSUZLUĞUN SONU



       Düşünerek yıkıma giden insanların yıkımı ancak kendi dünyalarının desteksiz temellerinde yankılanır. Bitmeyen gecelerin sonu gibiydi adamın içinde bulunduğu durum. Göz altları morarmış, pek az güler olmuş üstelik bir de utanmadan aşka olan inancını kapital düşüncelerle bağdaştırıp kendi yarattığı aurasının içerisinde mutsuzluğa boğulmanın dayanılmaz kibriyle yüzleşerek bu durumu kabullenebilmiş idi.

      Arkadaşlarının dışarı çıkması, daha çok insan içerisine karışmasıyla ilgili telkinlerini anlamsızca ümitli buluyordu. Kendisi de insandı sonuçta! İnsanın insan içine karışması çok acayip bir şeydir. Yavaştan soyutlanma emareleri başlamıştı içerisinde bulunduğu onu geliştirmiş, bok var gibi bu hale getirmiş topluma karşı. 
   
  Eskiden aşkın ölümsüzlüğüne inanan adam; sonsuzluğun sonunu gördüğünden beri bu düşüncelerinden de kopar olmuştu. Uğruna her şeyini verdiği, rezil olduğu, sokaklara düştüğü, insan içine karışmak zorunda kalacak duruma geldiği o sonsuzluğun sonunu getiren hatun kişi çok çirkin bir adamla çıkmaya başlamıştı. Ne kadar biçimciymiş insanoğlu. Farklı kafaların varlığına sonsuza kadar inanan, şekilciğiliğin bir yalan olduğunu sonsuza kadar savunabilecek biri bile sonsuzluğun sonunu getirebiliyormuş sevdiği kadını çirkin biriyle görünce. 

     Anlatmak istediğim; mükemmel aşk yoktur; mükemmel hayal gücü vardır. Adam kendisinin yanına yakıştırdığı ve başkasıyla düşleyemediği kadını biriyle görünce ve bahanesi de çoktan hazır olunca rahatlamış şekilde uykuya dalıyor. Çirkin o diyor. Çirkin çocuk. Onun hakkı ancak bu kadar işte diyor. Çocuğun mimarlık bölümünde potansiyel vaat eden bir mezun olması; sevdiği kadına sahip olması, arkadaşları tarafından sevilen biri olması; çevresinde takdir gören biri olması anlamsızlaşıyor; çünkü bu çocuk adama göre kendisinden çirkin. Ohh!

    Aşk böyledir işte; inandığın her şey sonsuza kadar değişir; üstelik sonsuza kadar değişmeyeceğine inandığın şeyleri... İnsan ölür, yeni çocuklar doğar, güneş doğsa da bazen günler kararır! Önemli olan insanın içerisinde ki sonsuz ve insafsız karanlıktır. Yeni bir ilişki kuramamaya başlayan; yalnızlaşan sevdiği insan ansızın gelecek olsa ne yapacağını bilemeyecek kadar aciz insanın son çırpınışlarıdır bu. 

      Annesi kapıyı açar; Adam hadi sabah oldu. Ne kadar da boktan bir sabah değil mi adam.!


                                                                                                    ATAKAN DİNÇ
                                                                                    
                                                                                                https://twitter.com/atakandinc 








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İşine Gelirse

Gladyatör 2 Kritik

2024'ün Ölümü