Zincirli

                                                                       

Bir zamanlar daha henüz küçük bir çocukken sınırsız ihtimallerin denizinde umut içerisinde yüzerdik. Bolca kurulan hayal. O hayallerin gerçekleşmemesi için hiç sebep yokken ve henüz hiçbiri tam anlamıyla gerçekleşmemişken. Her çocuk bir potansiyel.  Ne yazık ki çoğu potansiyelinin getirdiği beklentilerin altında acımasızca ezilir bazen. Yaş ilerler, ihtimaller denizi bir noktadan sonra kurumaya başlar. İstenileni elde edebilmek, prestijli bir yaşam sürebilmek için hayallerin hedefi  para ve onun getirdiği finansal özgürlüğe ulaşmak olur. Peki bu kısa yoldan nasıl olur?

Hayaller gitgide gerçek dışı gelmeye başlar büyüdükçe. İstediği herşeye sahip çok önemli biri olmanın pek mümkün olmadığını görürsün. Hayallerini gerçeğe teslim etmen, ruhunu öldürmen ve sıradanlaşman beklenir. Zamanında arzu ettilerini çok daha azıyla takas ettiğini fark edersin. Kadınsan zengin koca, erkeksen bir yerden para getirecek yüklü bir piyango tutturman beklenir. Sadece parayı bulmak mutluluk getirir mi? Getirirse bu mutluluk ne kadar uzun ömürlü olur? İstisnalar kaideyi bozmaz!  Parayla saadet olur, saadet zinciriyle saadet olmaz!

 Kaybetmekten korkarsın işini, arabanın kredisini ödemek ana umudun olur, bu devirde ev almak zaten mümkün mü? İşsizlikte zaten çok zor. İşin olunca da istediğin en temel şeylere bile ulaşamamak daha da zor. Bu açmazlar içerisinde debelenip dururken en verimli geçecek gençlik dönemlerinden bir şey anlamadan yolun yarısına gelirsin. 

Zincirlerinden kurtlmaya kalktıkça zincirli olduğunun farkına varırsın biraz. Tek istenilen seni olduğu gibi kabul edecek aile, iş, eştir. Onların seni asla olduğun gibi kabul etmediğini sadece olmalarını istedikleri kişi olarak önemsediklerini fark edersin acımasızca. Ne yapmalı. Nasıl ulaşmalı zincirlerimizi kırıp o bıçak bilenen hedflere? Kumar, sonu belli olmayan yatırımlar, üç kuruşluk kıdem tazminatınla bağlandığın iki kuruşlık işler. Tiktok ta yayın açıp hediye mi dilenmeli? Kredi borçlarına dayanıp modern tefecilerle mi dans etmeli? 

Umut ve çaba ile başlanan her iş ya istenen şekilde gelişmezse? Çırpındıkça borçlanıp kendine güvenini kaybedebilirsin. Etrafında kendi dışında birşey düşünmeyen insanlarla insanlara güvenini, geri dönmeyecek en verimli gençlik yıllarını, bir daha yeniden başlayacak gücü kendinde bulamayacağın umudunu. Bazıları aileden zengin. Bazıları türlü yatırımlarda şanslı. Bazıları gururunu bir kenara bırakacak kadar gözü kara. Peki biz neyiz? Tam olarak hangi noktadayız.

Finansal özgürlüğe giden yol herkes için bulunduğu çevre, yaşadığı hayat ve beklentiler açısından çok farklı. Hayat bir maraton. Anlık çıkış ve inişler elbette olacak. Önemli olan yarışta kalmak, koşmaya devam edebilmek. Kendini olduğu gibi kabul edip, bulunduğu durumu içselleştirmek. İç muhasebesini doğru yapmalı insan. Ne olursa olsun yeniden başlayacak gücü kendi içinde bulmalı. Hepimiz yola çıkarken aynı fırsat ve avantajlara sahip değiliz.  Mutluluk; çok para kazanmak, boş gösterişli yaşam ve anlık hazlarla karıştırılmayacak kadar önemli bir şey. 

Borçlara yüklenmeden kontrollü harcamalar ile hayata devam etmek, elden geldiğince tasarruf yapmak ve bunların getirdiği küçük bütçelerle önünü görecek şekilde yatırımlar yapıp, elindeki birikimleri doğru değerlendirmek ve her zaman yedek bir plan kenarda tutmak önemli. En önemlisi de hayallerden uzaklaşsa da umutla arasına mesafe koymamalı insan. Unutmamalı kötü günleri. Anlamalı, ders çıkarmalı. Denemeye devam etmeli. Bir gün kendine yetecek kadar bir birikimin olur ve o birikim olduğunda bulunduğun noktada gerçekten huzurlu hissedersen işte sen o noktada gerçek mutluluğu bulmuşsundur. Artık zincirli değilsindir.

Bence.

 ATAKAN DİNÇ X TE TAKİP ET