Aidiyet




 Maskeli Süvari gibi gezindiğimiz ve maskenin yüzümüzdeki coğrafi konumundan dolayı doğuştan Beşiktaş fanatiği sanılmaya yakın olunan günler. Gecikmeli de olsa Dostoyevski'nin Suç ve Cezası'nı okuyorum. Bitirmek üzereyim ve belki düşüncelerimin arşa çıktığı şu günlerde kendimi biraz da bu kitap dolayısıyla Raskolnikov gibi hissediyorum. Sokaklarda umarsızca dolaşıyorum, bir şeyler atıştırıyorum, izliyorum ve sonu yatağımın üstünde düşünce ve sayıklamalarla uyuya kalmak şeklinde bitiyor. Düşüyorum da o halde varsın!

Kendini bir yere, bir işe ve bir insana ait hissetmemek düşünceler içerisinde kaybolmaya neden oluyor adeta. Şu dönemde kendimi bir noktaya konumlandıramıyorum. Düşünmek, beklemek ve hayatın bazı gereksiz gerçekleriyle oyalandığımı kendime itiraf etmek dışında pek bir mesaim yok.  Eğer bir gün susarsam, bu artık söylenecek hiçbir şey kalmadığı içindir; her şey söylenmemiş, hiçbir şey söylenmemiş olsa bile. demiş ya Samuel Beckett usta. Tam o kafadayım. Bazı şeyleri kafamda yaşayarak sonuçlandırdım ve üstüne bir kelime bile edesim yok!

40 derece de maske ile yürüyüş yapmaya çalışıyorum. Kafamda A-ha/ Take on me çalıyor! Dizi bitiriyorum. Kidding'in 2.sezonu bitti ve Jim Carrey'e büyük saygı duyuyorum çok iyi de bir dizi. Bir de sabahları Kalp Atışı diye bir diziye rastladım tam kahvaltıda beyin öldürmelik! Onun bile senaryosu Kore dizisinden uyarlamaymış. Öykü yaratma özürlüsüyüz!

Kendime itiraf ediyorum. Flört aşkı öldürüyor bence. Direkt evleniceksin abi! Olmasına da razıyım aslında, olmuyormuş gibi olmasın sadece! İnsanlar değişiyor. İlişkiler neden daha önce karşıma çıkmadı dan nereden çıktıya evriliyor. Sürüklenip gidiyor herkes. Fırtınaya yakalanmış yapraklar gibiyiz. Süzüldüğümüzü sanıyoruz hayatta ama savrulup gidiyoruz aslında!

Z kuşağı var bir de. Çok yükleniyorlar çocuklara. Gençken herkes biraz salaktır. Yüklenenler de salaktı! Ben de salaktım! Gençlik hataya yatkınlık ve oturmamış bir kişiliğin ortaklığıdır. Yine de tüm ümidimiz gençlikte. Onlar geleceğin bireyleri, siyasetçileri, seçmeni, annesi ve babası olacaklar. Z Nation diye geyik bir dizi var izleyenler bilir. Z kuşağına zombi gibi davranıyor bazıları ya oradan aklıma geldi. Ümidimiz gençlikte olmalı. İtiraf ediyorum işiniz zor kardeşlerim ama gelecek sizin elinizde belki de biraz da bizim!

Pandemi yüzünden her girdiğimiz yerde ateş ölçtürüyoruz. Benim ateş 35.5 civarı seyrediyor şu sıralar. Pek değisiklik göstermiyor. Benden dengeli! Ayrıca ateşli kızlar lafım size; istenmiyorsunuz artik.Yeni dünya düzeni; Erkeklerin efendi hatun yerine piç hatun tercihi bitmiştir! Bir itirafım da üstte değindiğim Kidding dizisinin de ana ekseni olan iyi insan olmak üzerine gelsin. Bence İyiler unutulmaya kötüler her daim hatırlanmaya mecbur!

İyilik sıradan bir şey gibi. Sanki bir zorunluluk. Sizinle işi bittikten sonra kimse iyiliğinizi umursamaz hatta naiflik eziklik gibi bile görülebilir ama birinin kalbini kırar canını yakarsanız ömür boyu aklında kalırsınız. Ben inatla ilk yoldan iyilik tarafından gitmeyi tercih ediyorum ve ömür boyu da böyle olacak. İlk gözden çıkarılan ben olsam dahi iyilik yapmak etrafımda ki gereksiz insanları ayıklama mekanizmam! Kısacası kötü biri değilim, beni tanısanız sevmezsiniz aslında!

Bir insanın sevdiği ve değer verdiği birine el kaldırmasını da aklım almıyor. Özellikle kaldırılan el bir kadına vuruyorsa! Benim beynim o noktada geçersiz bir işlem yürütüyor ve kapatılıyor! Sıradan gündem konuları var bir de. Okullar açılacak mı diye tartışılıyor. Hala kimin şampiyon olacağı çok önemli! Sosyal Medya kapanacak mı diye hayıflanıyoruz. İnstada hoşlandığımız kişiye falan yürüyorlar. Bence de bize göre değil. Kapansın! Günler geçip giderken arada bir de fabrikalar patlıyor ve işçiler ölüyor! Bir gün konuşuyoruz. İkinci gün her şey unutuluyor. İdeal vatandaş hafızası böyle bir şey oluyor herhalde.

Bir yere ait değilseniz kalbiniz ve ruhunuz acı çeker. Kendi kendinize yabancılaşırsınız. Akışına bırakmalı en klişe tabirle. O akışta size ait olanlar yanınızda kalacak alakasız olanlar kaybolacaktır. Yani öyle oluyor herhalde. Olur mu? Zorlamayla gelişen hiç bir şeyden hayır gelmez. Örneğin birini seviyorsunuz ama emin değilsiniz. Sevdiğinizi serbest bırakın, geri dönmezse sizindir. Dönerse hiç sizin olmamıştır! Gidenler unutulmuyor, kalanlara ise kıymet verilmiyor da o açıdan!

Kalın sağlıcakla.


twitter.com/atakandinc
     
instagram.com/tembelsair








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Derbi Günü

Büklüm Büklüm

Kazayla