Kayıtlar

twitter etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Engelli İnstagram

Resim
  Uzun zamandır bir şeylerin eksikliğini hissediyorum. Ne olduğunu tam olarak anlamlandıramadığım bir histi bu. Ta ki  bu sabaha kadar. Evet baya bir süredir sosyal medyada herhangi bir platformun engellenmediğini farkettim  instagrama erişimin kesilmesiyle. En son ekşi sözlüğe;  eksisozlukgüzelyazi3162.org hesabından girmiştim sanırım.  Hamaset mi dersiniz etmemi bilmiyorum fakat tek düşündüğüm nokta bu kısıtlamalarla hiçbir zaman bir noktaya varılamadığı.  Bir platformu engellemekle tam olarak kim cezalandırılıyor? Yeri geldiği zaman haklı olarak her konuda insanın tepki göstermesi olasıdır. Ben herhangi bir nedenden bir markaya kızdıysam kullanmam. Bir ürünü satın almam. Aboneliğimi iptal ettirebilirim fakat tüm bunların yanı sıra devlet eliyle böyle top yekün bir engelleme süreci sanki bu patlformları kullananları cezalandırmak gibi. Kurumlardansa kişiler cezalandırılıyor. Yıllardır şu bakış açısını değiştiremedik.  Sosyal medyanın gitgide hepimiz...

Kedidir Kedi

Resim
  Tamamen kişisel fikrim insan önce çocuklarına hayvanları sevmeyi öğretmeli. Hayvan sevgisi empatinin kişide başladığı bir ilk. Cana olan saygı. Çocuğun bazı şeyleri anlaması ancak onları sev(ebil)mesiyle mümkün birazda. Önce bir hayvan sever. Canlıdır. Sonra bütün canlıları sever. Böcek olur, bitki olur ya da insan. Cana saygı duymayı öğrenir ve daha önce yaşanan tecrübelerle de sabittir ki ağaç yaşken eğilir.  Sokaktaki canlar iç güdüleriyle var olur. Belirli bir hayat mücadelesine dahil olur. Doğar, büyür, ürer. Hastalanırsa ya da acıkırsa saldırganlaşabilir mesela fakat nihayetinde bir kedi kedidir. Yaşam mücadelesi içerisinde yolu bellidir. Evde ya da sokakta da olsa sonuçta kedidir kedi. İnsanlara da denk gelir bazen. İyilere denk gelir bu onun yuvası olur kötülere denk gelirse mezarı. Sosyal medya ve hayatımızın her noktasına giren anı yaşamak yerine paylaşma alışkanlığı hepimizi yordu, sıktı. Tek artı yönü, ne kadar sarsıcı da olsa kötülüğün ayan beyan önümüze serilme...

Aidiyet

Resim
  Maskeli Süvari gibi gezindiğimiz ve maskenin yüzümüzdeki coğrafi konumundan dolayı doğuştan Beşiktaş fanatiği sanılmaya yakın olunan günler. Gecikmeli de olsa Dostoyevski'nin Suç ve Cezası'nı okuyorum. Bitirmek üzereyim ve belki düşüncelerimin arşa çıktığı şu günlerde kendimi biraz da bu kitap dolayısıyla Raskolnikov gibi hissediyorum. Sokaklarda umarsızca dolaşıyorum, bir şeyler atıştırıyorum, izliyorum ve sonu yatağımın üstünde düşünce ve sayıklamalarla uyuya kalmak şeklinde bitiyor. Düşüyorum da o halde varsın! Kendini bir yere, bir işe ve bir insana ait hissetmemek düşünceler içerisinde kaybolmaya neden oluyor adeta. Şu dönemde kendimi bir noktaya konumlandıramıyorum. Düşünmek, beklemek ve hayatın bazı gereksiz gerçekleriyle oyalandığımı kendime itiraf etmek dışında pek bir mesaim yok.   Eğer bir gün susarsam, bu artık söylenecek hiçbir şey kalmadığı içindir; her şey söylenmemiş, hiçbir şey söylenmemiş olsa bile. demiş ya Samuel Beckett usta. Tam o kafada...

A Sosyal Medya

Resim
Merhaba; Hayat yaşamaya değer anlar ve bu anları beklemekle geçen sıkıcı süreçlerden meydana gelen bir kolajdır. Bazen inanmak istediğin şeylere kendini inandırmak ve inandıklarının inanmadıkların  olması burukluğu. 2000'li yıllarda uçan araba yapılmasını beklerken motosiklete kabı sarıp aha bu da araba diyerek önünüze konması gibi. Senin onu ararken; Onu unutmadığımı, önemsediğimi anlasın diye düşünmen. Onun ise aradığını gördüğünde; Of bu niye arıyor şimdi diye hayıflanması gibi bir şey işte. Ben de böyle olsun istemezdim ama böyle oldu! Sosyal medya rahat iletişim  ve erişim parolasıyla msn döneminde başladığından beri gün geçtikçe bir ego tatmin aracına dönüştü. Herkesin kendini fenomen sandığı bir araç bu! Gitgide gerçek çevreden ve ilişkilerden koparmaya başlayan ve bunları adeta sanal karşısında önemsizleştiren bir virüs gibi. Birilerine hayran olmaya hayranız ama genellikle kendimize! Büyük bir hevesle kurduğumuz msn'lerden bolca titreşim atarak ve karşı t...