Kayıtlar

zam etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İşine Gelirse

Resim
  Toplumsal cinnetin eşiğindeyiz desem çok abartılı bir şekilde konuya giriş yapmış ol(a)mam sanırım. Ülkece her gün birbirinden kötü haberlerle sarsılıyoruz. Kadın cinayetleri, yanı başımızda biten ve bizi de sürükleme tehlikesi bulunan savaş, bize göçen ve bizden göçmeye çalışanlar, ekonomik darboğaz ve bunun tetiklediği ciddi geçim sıkıntısı. İşin sonu ne yazık ki koca bir mutsuzluk hissi. Toplumun çoğunda ve özelikle yeni kuşakta hiç de haksız olmayan çalışarak bir şeyler elde edemeyecek olmanın kara bulutlu düşünceleri ve bir yandan da yakamızı bırakmayan, yakında zirveyi göreceği düşünülen  işsizlik .  Her çocucuk umut doludur. Sonuçta onu gerçekleştirebileceğine inandığı beklentiler henüz üzmemiş, kurulu düzen henüz darmaduman etmemiştir. Bir an önce büyümek, potansiyelini görmek ve gerçekleştirmek ister. Büyüyünce de şartların asla eşit olmadığı ve olmayacağını pek açıdan tecrube eder ve kaygısız çocukluk günlerini özler. Özellikle aileden sağlam bir birikim ve mi...

2023'ün Ölümü

Resim
  (Yazının kapak fotoğrafını ben çekmedim.) 2023 o kadar uzun bir yıl oldu ki yıl bitene kadar Kemal Kılıçdaroğlu bile genel başkanlıktan ayrılmak zorunda kaldı. Her yıl oluğu gibi şaşalı kutlamalar yapıldı yine geçen sene yılbaşında, evde kutlayanların resmi merasim tören kıyafeti oldu pijama; ne diyelim yaşasın terlik televizyon(smart olursa tadından yenmez aslında). Her şey iyi ya da kötü olabilir fakat elbette ki iyi de olsa kötü de her şeyin mutlak bir sonu var. 2023 için de yolun sonu görüldü yine . Adeta değiştirilmek için sırasını bekleyen bir cep telefonu modeli gibi (hiç bir şey tam anlamıyla asla değişmeyecek olsa bile) 2024 e yerini bırakma zamanı geldi artık.  İşte sanırım bu 2023'ün ölümü! Her sene bir önceki seneyi aratmasın istenir. Beklentiler zoraki olarak yükselir. Umut her zaman içimizde olsa da hayatın maalesef ki kötü bir espri anlayışı vardır ve genellikle gelen gideni her daim aratır. Gelenin kötü olmasından değildir bu arayış yanlış anlaşılmasın alışka...

Sene 2004 Tekirdag Yeraltı Yemek Yasamı

Resim
      Görsel çok eskilerden konumuzla ilgili ve temsili. Liseye yeni başladığım 2004 yılında Tekirdağ'da arkadaşlarla öğlen bir şeyler atıştırma maceralarımızı anımsattı.  Denetimler az merdiven altı mekan çoktu yine de işini düzgün yapan ve çok uygun fiyattan sürümüne satış yapan yerler az değildi. Günümüz pahalılığında ise sürümden kazanmak mümkün olmadığı için her şey lüks. 2004 yılında  tavuk döner ve ayran işini o dönemin parası ile 75 kuruşa kapattığımı hatırlıyorum!     Şimdi bakınca çok saçma bir meblağ hatta imkansız! Ekmek 5 liraya doğru gelmişken sanki fantastik bir gelecekte yaşanmış gibi görünen bu durumun yaklaşık 19 yıl önce gerçek olması ise bence biraz acıklı. 2004 yılında asgari ücretin 303 lira olduğunu ve o para ile  insanların evlerini geçindirebildiklerini de anımsıyorum. Memur maaşı da o dönem asgari ücretin neredeyse iki katıydı günümüzün aksine!     O yıllarda  türlü yerlerde çok cüzi meblağlara tavuk d...

Doktorun Adı Yok ve Okumuş Kitlelerin Değersizleştirilmesi

Resim
            2019'un son günleri. Mutsuz bir sonbahar atmosferi. Yer Çerkezköy. Dünün aynısı bir günü daha bitirmiş olmanın hüznü ile servisten iniyorum. Hava ayaz mı ayaz, ellerim ceplerimde! Organize Sanayinin dumanı, pusu ve berbat havası içerisinde nefes almaya çalışarak evime doğru ilerliyorum. O sırada arkadaşımdan mesaj geliyor. Bir salgın ile ilgili. Bu mesaj düşüp bayılan insanlar, Çin'de yaşanan kaos ve kitleleri belirsizliğe hızlıca sürükleyecek bir virüs ile ilgili aslında. Adı Covid-19 muş. Zaten Çerkezköy yapı olarak Albert Camus'un Veba kitabının geçtiği Oran şehrinin orantısız ve  denizsiz hali! Haliyle bu durumdan iyice huylanıyorum.      Birbirinin ardı günler geçerken ve 2020 bize girmeden, pardon biz ona girmeden çok kısa bir süre sonra olumsuz haberler olabildiğince duyuluyor. Virüsün hızlıca yayıldığı, kitlelerin büyük tehdit altında olduğu ve olayın global boyutta bir sağlık krizine yol açacağına dair haberler ...