Alkollü

 

   Uzun zamandır ne üzerine karalayacağımı düşünüyordum. Üzerine yazılabilecek bir çok mesele ve saatlerce konuşulabilecek pek çok gündem konusu mevcut. Her ülke insanı gibi bende mevcut pek çok sorun ve durumdan bunalmış durumdayım. Bazı konuları ne görmeye ne yazmaya mecalim var. Sonunda üst üste yaşanan toplu alkol ölümleriyle ilgili bir kaç kelam etmeye karar verdim. Konu pek şakalar yapılabilecek bir şey değil. Yine de ülkemize yakışır bir trajikomiklikte. 

Öncelikle birbirine aşırı tahammülsüz bir toplum olduk. İşsiz işi olana, işi olan daha iyi işi olana, muhafazakar yaşayan daha sekülere, imkanı olan daha iyi imkanları olana tahammülsüz. Kimse kimseyi çekemiyor, anlamıyor, anlamak istemiyor. Toplumda bir nefret iklimi hakim. Onlarca kişi alkol zehirlenmesinden hayatını kaybedip ölüyor, birileri içmeselermiş deyip içini rahatlatmaya çalışıyor. Bakın bu dramdır. 

Daha önce ülkemizde insanların biraz olsun kafa dağıtıp hayat kavgasında nefes almasını sağlayacak çoğu şeyin vergi zorbalığıyla lüks haline getirilmesine defalarca direkt ya da dolaylı olarak sitem etmiş biriyim. Tatile gitmek gibi artık memlekette utopik seviyeye gelmiş eylemleri geçiyorum. Dışarı çıkıp bir şeyler yemek içmek, sinemaya gitmek, iki bira bir çerez alıp oturmak bile lüks haline indirgenmiş durumda. 

Kuzenimle bir araya gelip lafladığımız bir akşamda henüz bir birikimi işi gücü olmayan öğrencilerken evden aldığımız harçlıkla  tatil günlerimizde haftada iki kere sinemaya gidip, her gün dışarda bir şeyler atıştırıp içip gezdiğimiz günleri anımsadık. Artık öyle bir vaktimiz ve enerjimiz yok fakat yıllardır iş hayatında bulunan insanlar olarak bunu yapacak maddi gücü  kendimizde göremedik. Bence günümüz gençlerinin ve insanların içinde bulundukları sıkıntılı durumda bu noktada başlıyor. 

Tekele gidip bir paket sigara alamayan kişi el altından ne olduğu belli olmayan ot ya da ilaçlara bir şekilde çok daha rahat ulaşıyor. Yasal olan tehlikeli bir ürün yerine yasal olmayan ve çok daha öldürücü bir ürün; tabiri caizse kötü mal tercih ediliyor. Gençler geleceğinde  umut göremiyor. Çalışıp kazandıklarıyla bir şeyler başarabileceklerine inanmıyor. En basit sosyal aktiviteleri lüks, ekonomik erişilebilirlik yok. Soran olursa dijital platformlar ahlakımızı bozdu, uyuşturucu kullanımı ondan arttı dersiniz. 

İşten eve evden işe başka hiçbir hayatı olmayan insanlar ise arada bir oturup arkadaşlarıyla iki kadeh kafa dağıtmak istiyor. Fakat ülkemizde üretilen içki yurtdışının üç katı fiyattan satılınca marketten cahil cesaretiyle pet şişe içerisinde aldığı alkol sonları olabiliyor. Onlarca can. Son yaşanan olayda kaybettiğimiz insanlar. Terör saldırısı olsa ülkede infial olur. Alkol zehirlenmesi olunca içmeselermiş deniyor. Geçenlerde bir insanımız İzmir'de yediği kumpirden hayatını kaybetti. Ona da yemeseymiş mi diyeceğiz. Toplumsal barış ve beraberlik algımızın içine sıçıldı.

Özel Tüketim Vergisi devletin ciddi bir gelir kalemi. Muhafazakar kesimden bazılarının alkol ve sigaraya yapılan tamamen duygusal sebepli  zamları  hayat biçimi dayatması olarak bir zafer  edasıyla karşıladıklarının farkındayım. Yaşananlara oh olsun edasıyla yaklaşmak yarın eşimizin, babamızın ya da çocuğumuzun bu durumu yaşamayacağı anlamına gelmez.  

Eğlence ve bazı ürünlerde fahiş olarak uygulanan vergilerin sürdürülebilir bir politikaya kucak açması gerekmekte. Denetimler sıklaştırılıp artmalı. İnsanlar kaderlerine teslim edilmemeli. Ne kadar hayalperest geliyor değil mi?  Toplumun sağlığı ve refahı için olması gereken yine de bu ki yaşadıklarımız tekrarlanmasın.

Konu ile ilgili bu kadar karaladıktan sonra hayatını kaybeden vatandaşlarımızın  ailelerine bir kere daha başsağlığı dilerken hepimizi duyarlı, vicdanlı ve akıllı olmaya davet ediyorum. Herkesin aklı kendine o ayrı. 

Kalın sağlıcakla. 

ATAKAN DİNÇ X TE TAKİP ET