Avatar: The Way of Water Kritik (Spoiler Yok)

 


    2009 yılında 3D ile sinemaya devrim geliyor rüzgarlarıyla vizyona giren, fakat Tekirdağ'da o zaman için ilgili teknoloji olmadığından buruk bir hevesle  2D olarak izleyebildiğim (şu an özellikle 2D seansları tercih ediyorum!) Avatar filminin çok uzun yıllar sonra gelen bu devam halkasıyla sonunda kavuşup bu film özelinde de 3D bir seansta filmi izlemiş oldum. Gözlüksüz 3D söylentisi bu film için ne yazık ki gerçek olmadı. Biz normal filmi projeksiyon ışığı kısık olduğu için kömür gibi izlediğimizden böyle bir teknoloji gelse de çok uzun yıllar bizde bir işe yaramaz zaten!

    Öncelikle James Cameron'un; henüz küp küçük bir çocukken; ailem düğünde olduğu için emanet edildiğim komşunun tüplü televizyonunda Kanal D'de izlediğim Terminator 2 filminden beri hayranıyım. Film iyiyse nerede hangi teknolojiyle  izlediğinizin bir önemi yok bence. Sizi hikayenin içine alıp götürmesi, olayına  inandırmasıdır önemli olan. Sinema, tv, vhs, dvd, vcd, bilgisayar ekranı vs. vs. şu an yüzüne bakmayacağım(ız) görüntü ve ses kalitesinde; belki yüzlerce filmi keyifle izlemiş olduğuma göre sanırım bu tezim en azından  kendi açımdan doğru. 

    Avatar gibi filmler yine de en iyi perde, ses ve görsel olanakla izlenmeyi fazlasıyla hak ediyorlar tabi. İlk filmi; telefondan 3gp formatında izlemeye çalışıp, beğenmediğini söyleyen miyop bir arkadaşım vardı; artık görüşmüyoruz! İmax teknolojisi bu gibi filmler için en iyi deneyimleme alanı olsa da zaman içerisinde sadece görsel ve işitsel şov izleterek seyirciyi onlarca boş filmle fazlasıyla boğdu stüdyolar. Üstelik çoğunun Avatar gibi derli toplu bir hikayeyi bırakın aksiyonu mantığa dayandıracak bir öykü temelleri bile yok. Bu tarz işleri fazlasıyla tükettik ve kendi adıma da sadece görsel, işitsel şölen sunan kof filmlerden bende bıktım.

    Cameron özelime dönecek olursam; Terminator dışında henüz 2.sınıfa giden bir çocukken, 1998 senesinde; önce ailemle, sonra arkadaşlar ve onların aileleriyle ve daha sonra Avşa Adasın'da yazlık sinemada olmak üzere ve tabi televizyonda da her denk geldiğimde Titanic filmini defalarca kez hayranlıkla seyrettiğimi, o filmin de bende yerinin çok ayrı olduğunu rahatlıkla belirtebilirim. Avatar da toplam gişe olarak çok uzun süredir en çok izlenen filmler arasında zirvede. 

    Avatar'dan sonra bir çok devam filmi planlayarak kariyerini tamamen bu seriye aktaran ve kişisel düşüncem bu hamleyle pek te doğru bir iş  yapmayan Cameron'un Avatar'ın sırada ki devam filmlerinde benzer bir başarıyı sürdürmesi kendi açımdan ciddi bir soru işaretiyken yönetmeninde şu an benzer kaygılar yaşadığını yapmış olduğu açıklamalardan takip edebiliyoruz. Peki yıllar sonra gelen ve sıradaki filmlere de bir devam temeli oluşturmaya çalışan The Way of  The Water nasıl bir film?

    Cameron titiz ve çalışkan bir sinemacı. Pandora ile kurduğu görsel yapıya bir de sualtı dünyasını  ilave ederek filmin evrenini başarılı bir şekilde genişletiyor. Görsel ve işitsel olarak kusursuz bir işçilik barındıran film uzun süresine rağmemen 3 boyut takviyeli sağlam görselliği sayesinde ilgiyle izleniyor. Açık ara izlediğim en iyi 3 boyut deneyimiydi. Tozlu sandıklardan 3d gözlükleri çıkarmanın tam zamanı yani.                                                                                               

     Filmin teknik kusursuzluğu kesinlikle sinemada deneyimlenmesi gereken bir tecrube fakat senaryo  kesinlikle daha derli toplu olmalıydı ve üçüncü film için finalde zorlama bir çaba da mevcut olunca ara film havasından kurtulamayıp senaryo açısından ilk filmin gerisine düşen fakat her karesine yoğun emek harcandığı gayet belli kaliteli bir devam filmi bu. Sinemalar varolacaksa böyle filmler sayesinde varolacaklar. Uzun süreden sonra ilk kez bu kadar kalabalık bir salonda film izledim. Bu durum bile başlı başina bir gösrerge bence. Avatar 3 te görüşürüz...                  

       

twitter.com/atakandinc

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Derbi Günü

Büklüm Büklüm

Kazayla