İstanbul Sözleşme(me)si Üzerine
Gece yarısı alınan karar ile İstanbul Sözleşmesinin kaldırıldığı haberine uyandık bu sabah. Sevgi, saygı, hoşgörü ve insanca yaşama isteği ve endişesi var ve var olacak hepimizde. Düzgün bir insan olup doğru bir hayat sürmek için bu şekilde olmak zorunda. Sözleşme fesih edildi peki bize ya da yargıya düşen görevler bitti mi?
Başka bir noktadan gündeme bağlanacağım. Uzun bir süredir hayvanlara işkence görüntüleriyle sarsılıyor ve üzülüyoruz. Üzerine defalarca konuşulan; yazılıp çizilen fakat 1.000 lira gibi komik bir meblağ ile pay biçilen bir acı bu. Sürekli bir kanun ve düzenleme olduğu söyleniyor sonra yeni bir haber yeni bir haber daha. İşkenceyi yapan bedeli ödeyip hayatına devam ediyor. Bir sonraki durağı bir çocuk, kadın ya da erkek olacak bel(li)ki! Bu konu çözmek istediğimiz kanayan yaralardan birisi. Peki bu konunun önüne geçmek için geçerli bir düzenleme olsa ve bir anda kaldırılsa!
Kadın cinayetleri insan kalmaya çalışan herkesi derinden sarsıp üzüyor. Bu konu ile ilgili hali hazırda yapıcı bir sözleşme devredeyken kaldırılmasına anlam vermek güç. Bu demek değil ki enseyi karartacağız. Biz doğrunun yanında aklımız ve vicdanımızla yer almaya devam edeceğiz. Cana saygısı olanın Canana zararı olmamalı.
Aklı fikri yerinde; düşünen, okuyan, izleyen, hayvanları ve doğayı seven bilinçli genç bireyler yaratmakla başlayacak her şey. Tek tip eğitim, tek tip hayat vs. vs. koca bir boşluk ve sıkışmışlık. En önemli nokta ise farkındalık ve farkındalık eğitimle kazanılır. Her canlıya yaşam hakkı diyorum ve diliyorum; Kadın, erkek, çocuk hayvan, bitki, böcek ya da her ne ise. Canı sevmeliyiz, sahip çıkmalıyız, bir cana karşı ait hissetmeli ve hissettirmeliyiz.
Kadınlar ölmesin, çocuklar ölmesin şeker de yiyebilsinler, hayvanlar işkence görmesin. Birbirimize sarılalım ve inanalım ki o zaman böylece güçlü bir bütüne ulaşabiliriz ve ceza. Suç ve ceza. Yapılan yapanın yanına kalmamalı. Bir kereden çok şey olur! Toplum vicdanı ölürse hepimiz ölürüz. Vicdanlı kalmak istiyoruz, vicdansızların karşısında ise devletten bu konu ve konular ile ilgili ciddi yaptırımlar bekliyor ve istiyoruz. Umarım çok beklemeyiz!
İnsan kalmak ve insanca yaşamak. Hedef ve hayalimiz bu. Şimdi görmezden geldiklerimiz bir gün bizim başımıza gelir ise yarın başkalarının görmezden geldiği olur. Görmezden gel(in)meyelim. Haksızlık karşısında susmayalım. Hz. Muhammed'in de dediği gibi. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.
okey
YanıtlaSil