Hoş mu Geldin 2021?

                                                                  


    Yılbaşını evde hep 3 Silahşörlerle birlikte geçirdim.  Pijama, terlik, televizyon. Geçen sene ailem ve ben dedik ki bu sene geçen yıllara nazaran bir değişiklik olsun. Nereden bilecektik ki yılın geri kalanı baya bir değişik olacak aslında! Termal bir otelde yatılı bir yılbaşı eğlencesi ayarladık. Yeni yıla girilecek gün işyerinde önüme yığılan dosyalar karşısında yılmadım ve öğlen izin aldım!

    Otele giriş yaptık. Sabah soğuk ve karanlık içerisinde başlayan gün öğleden sonra termal havuzun sıcak ve akabinde diğer kısmında bulunan serin sularında devam edince biraz keyfim yerine geldi niye ayıpsa söylemesi. Akşam yılbaşı yemeğinde ise aklıma bir düşünce düştü. Belki de malum oldu bazı şeyler malumunuz akıllıya malum olur derler!

    Her sene bir telaşe yeni yıl kutlanır. Yeni yılın  her seferinde iyilikler güzellikler getireceği, geçen seneden bir tık daha iyi geçeceği beklentisi oluşur insanlarda. İstisnai olmakla birlikte siz öncesinden iyi olan bir devam filmi gördünüz mü? (Recep İvedik hariç!)

    Nitekim 2020'nin yaşattıkları ortada. Ben bu süreçte kendi adıma  işimden ve dolayısıyla Çerkezköy'de ki evimden ayrılarak  baba ocağına dönüş yapmak durumunda kaldım. Yeni bir iş buldum  ve buna bağlı yeni bir düzen oluşturmaya çalışırken  iki dedemi aynı gece arka arkaya kaybetmenin acısını yaşadım. Covid ten kaçmaya çalışırken etrafımızda yakalanan tanıdıklarımızın durumları ve bazı vefat haberleri de ekstra tuzu biberi oldu. Var olmanın dayanılmaz ağırlığı. (Futbolda ki var sisteminden bahsetmiyorum!)

    Özledim ve özledik aslında. İşim dolayısıyla günün 12 saatini maske ile geçirmek durumunda olduğun için sahilde denize karşı uzun uzun oturup ciğerlerime  de oldukça derin bir nefes çekmeyi özledim mesela. Sonra yoğun şartlarda cansiperane çalışan sağlıkçılar ve diğer meslek grupları aklıma geldi düşüncelerimi susturdum.  Perşembe gününü cuma günü gibi hissedip, hafta sonu cumartesi  de çalışacak olmaktan dolayı direkt pazartesiye devam etmek durumunda kalan bir çalışanın hislerindeydim!  Kısıtlamalarla birlikte çalışanlar için yeni bir slogan gelmişti çünkü; hayat işe sığar!

    Eve kapandıktan sonra yeniden televizyonun başına kurulmak en büyük ve zorunlu eğlence anlayışı oldu yeniden.  Tv ye bakıyorsun. Bir ton acıtasyon. Redrum, Doğduğun Yer Kederindir,  Mahsunlar Apartmanı vs... Dijital platformlarda yeni bir soluk bulmak  zorlaştı. Benim bir dijital platformum olsaydı Bücür Cadı'yı Kazım için (Kazım abi selamlar. Sen çok seviyordun bunu. Stranger Things diye bir dizi var tam üç sezon. Bücür Cadı'dan araklamışlar bir izle demiştim ama seni kesmemişti!) yeniden çektirirdim.

    Hepimiz için zor zamanlar. 2021 den beklentiler bu açıdan daha da arttı. Şunu da unutmamalı. Gözünüzde bir şeyi çok büyütürseniz, bir noktadan sonra sığmaz ve düşer oradan! 2021 de başımıza güzel işler açılması dileğiyle. Hepinize; saygı, sevgi ve güzel muhabbetler diliyorum. Kalın sağlıcakla.

    Başımıza bir şey gelmese bari!

     

    


    

    

    

    

    



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Derbi Günü

Büklüm Büklüm

Kazayla