Tenet ve Sinemalara Dönüs (Spoilersız)

                                                                      
  Sinemalar açılacak mı? Tekrar eskisi gibi film izleme deneyimi olabilecek mı? Tenet vizyona girecek mi? Nolan da bizi görecek mi?  Sonunda beklenen an geldi çattı!                                                                                               
 Sinemanın televizyondan farkı ne ki diyerek dört yaşında sinemada ilk izlediğim filmin Jurrasic Park olmasi vesilesiyle büyülenen ve sinema meraklısı olup çıkan bünyem o günden  bu yana sinema, vhs, tv, vcd, dvd ve akabinde günümüzün geldiği nokta dijitalde iyi kötü binlerce film tecrube etti.                                                                                                                             

 Senarist, yönetmen nedir? Yapımcı ne iş yapar bilincinin gelişmesi yanı sıra yönetmen vizyonu ve eserlerine o vizyondan bakmaya çalışıp saygı duyan bir sinemasever olmak yıllar süren bir film izleme deneyimi gerektirebiliyor. Bazıları da doğuştan sinefil tabi. Ben ilk gruba dahilim!                                                                                  
    Çocukken kaset kiralayıp izlenen ya da tv de yakalanan filmlerin tadı yıllar içerisinde yok oldu gitti sanki. Bunda sektörün dijitalleşmesi ve hızlı tüketime sarması, istenen her içeriğe tek tıkla ulaşılabilmesi ana etken. Vizyonunu sevip takip ettiğim yönetmenlerden biri de yaratıcı yönü tartışmaya kapalı diye düşündüğüm çalışkan sinemacı Christopher Nolan.                                                                                                  
Tenet ilk vizyon akşamı benim gibi ille de Nolan olsun diyen kuzenimle gidip izlendi! Peki film nasıl? Karşımızdaki film kesinlikle büyük perde de görülmeye hak eden bir sinema deneyimi. Takın naskelerinizi gidin diyerek konuyu açalım ama!                                                                                                                 
Nolan 2014 tarihli Yıldızlararasının kurgu yapısını 2010 yapımı İnception'a benzer bir çıkış noktası ile harmanlayıp; baş karakterini Bond vari bir ajan, yardımcısını  ise Batman asistanı Robin gibi konumlandırarak, filmin evrenini ve mantığını İnception da olduğu gibi inandırıcı ve daha açıklanabilir bir temele oturtmak yerine 2017 de kameraya aldığı Dunkirk gibi  konumlandırarak bizi filmin ortasına fırlatmış!                                                                                                                                                  
 Bu durum ve anlatım tercihleri; John David Washington, Robert Pattinson, Elizabeth Debicki, Kenneth Branagh, Aaron-Taylor Johnson, Clemence Poesy ve Michael Caine gibi yıldızların başını çektiği kadroda karakter ile tam anlamıyla empati kurmamızı engellediği için filmin içerisine tam olarak giremememize neden olmuş. Örneğin su gibi akan son 30 dakika da gerçekleşen savaş ve aksiyon sahnelerinde tam olarak akışı kafamıza oturtamadığımız için olayların içerisine tam anlamıyla giremeyip dışarıdan bir göz ile filmi takip edip bitiriyorsunuz. Filme tam hakimiyet kuramadığınız için bir şeyleri kaçırdığınız hissiyatı filmde eksik bir şeyler olduğunu düşündürüyor.                                                                                                     
Oysa İnception da karakterlerin yaşadığı aksiyon sahnelerinde işleyişi tam anlamıyla kavrayıp karakterle empati kurdugumuz için aksiyonun ve filmin daha  içerisine girebiliyorduk. Dunkirk bir savaş filmi olduğu için orada karakterler derinleşmese de konunun basitliği filmin atmosferi içerisine girebilmemiz için yeterli oluyordu.  Alınan olumlu elestirilerin etkisi ile Dunkirk te ki anlatım tarzını bu filmde de uygulamaya calışmış yönetmenimiz ama bu seferde kurgu içerisinde karakterlerin yüzeysel kalması ve seyirciyle arada sağlıklı bir köprü kurulamamasına   neden oluyor.                 

Tenet kaliteli bir film. Nolan gibi kafası farklı çalışan bir yönetmenden değişik bir deneme. Nolan'in en iyi işlerinden biri değilse de en iyi sinema salonunda izlenmeyi kesinlikle hak ediyor. 

 Muhakkak film her izlendiğinde atlanan bir detay yakalanacak ve  her seferinde başka bir tad alinacaktır. Bu da ayrı bir başarı tabi. Ayrıca Hans Zimmer fanı olarak  Ludwig Göransson un film müziklerine iyi iş çıkardığıni da söyleyebilirim. Hepinize iyi seyirler dilerim. Topaç durmuyor yalniz!                                                                                                                                 
  twitter.com/atakandinc     instagram/tembelsair

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İşine Gelirse

Resim
  Toplumsal cinnetin eşiğindeyiz desem çok abartılı bir şekilde konuya giriş yapmış ol(a)mam sanırım. Ülkece her gün birbirinden kötü haberlerle sarsılıyoruz. Kadın cinayetleri, yanı başımızda biten ve bizi de sürükleme tehlikesi bulunan savaş, bize göçen ve bizden göçmeye çalışanlar, ekonomik darboğaz ve bunun tetiklediği ciddi geçim sıkıntısı. İşin sonu ne yazık ki koca bir mutsuzluk hissi. Toplumun çoğunda ve özelikle yeni kuşakta hiç de haksız olmayan çalışarak bir şeyler elde edemeyecek olmanın kara bulutlu düşünceleri ve bir yandan da yakamızı bırakmayan, yakında zirveyi göreceği düşünülen  işsizlik .  Her çocucuk umut doludur. Sonuçta onu gerçekleştirebileceğine inandığı beklentiler henüz üzmemiş, kurulu düzen henüz darmaduman etmemiştir. Bir an önce büyümek, potansiyelini görmek ve gerçekleştirmek ister. Büyüyünce de şartların asla eşit olmadığı ve olmayacağını pek açıdan tecrube eder ve kaygısız çocukluk günlerini özler. Özellikle aileden sağlam bir birikim ve mi...
Devamı

Gladyatör 2 Kritik

Resim
  Yaklaşık 25 yıl sonra 2000 yılının hit filmi Gladyatör Ridley Scott'ın yönetiminde geri döndü. Sinema kültürümüz kötü izleme deneyimlerinin etkisiyle ( parlaklığı kısılmış projeksiyon, ayarsız görüntü, ses vb. teknik sorunlar) gittikçe evde film deneyimine dönmüş olsa da düzgün bir salon bulabilirseniz bazı filmleri beyazperde de tecrube etmek hala keyifli. Yıllar sonra geri dönen bu devam filmi de bunlardan biri. Her karesine özenilerek emek verilmiş, sinemanın teknik tüm nimetlerinden yararlanan, mümkün olunan en iyi salonda görülmeyi hak eden bir tecrube.  Yıllar sonra gelen devam filmleri genelde lanetlidirler. Başarısız olurlar ya da nefret objesine dönüşürler. Objektif olmak adına elimden geldiğince Gladyatör 2 yi kendi ayakları üzerinde duran bir film olarak ilk filmden ayrı bir iş olarak izlemeye çalıştım.  Filmin günah ve sevabıyla  teknik ve anlatı olarak ilk filmden hiçbir eksik yanı olmadığı düşünüyorum. İlk filmi sevmeyen bu filmi de sevmez sevenlerden...
Devamı

2024'ün Ölümü

Resim
  2024 yılını büyük umut ve kutlamalarla karşılayalı neredeyse bir  yıl oldu. Şimdi bir an önce ölmesini bekliyoruz. İnsanoğlu bu kadar tutarlıdır işte. 2024 e ölüm! Boktan bir yıl değil mi? Bence yıllarda sorun yok hayat genel olarak boktan. Bir sayfayı hevesle açarsınız ama bir türlü istediğiniz heves ile devam edemezsiniz ya. Hatalar yaparsınız, çizikler atarsınız,  en sonunda sanki suç o sayfadaymış gibi bir sonraki sayfada aynı hataları yapmamak için kopya çekeceğinize onu yırtıp atarsınız. Yıllarda yıllar içerisinde bu misyonu üstlenmiş gibi. Milli Eğitim Bakanlığı okullarımızda Yılbaşı kutlamalarının kısıtlanması ile ilgili Noel Babaya karşı Nasreddin Hoca  saflarında çabalarken (keşke zamanında ödenmeyen ücretli öğretmen maaşlarıyla ilgili de biraz çabalasalar) özellikle çocuklar yine heyecanlı, çarşı pazar kırmızı ve türevi türlü ürünlerle dolu, dijital  platformlarda zibilyon adet sikindirik yılbaşı filmi, çerezciler Dubai çikolatasıyla ...
Devamı