Cinayet Süsü ve Türkiye'de Absürd Mizah Üzerine



Merhaba. Okumaya başlamadan konu ile ilgili aşağıdaki  video kritiği izleyebilirsiniz.


Filmleri genelde sinemada izlemeyi sever ve her sinemasever gibi bunu isterim tabi ki; bu günlerde salonlar kapalı olduğu için böyle bir durum mümkün değil ve sürecin ne zamana kadar sarkacağı ise soru işareti. Dijital platformlara gün doğdu ve bu vesileyle evde kalan herkes netflix, blu tv, phu tv(ücretsiz bir platforma göre iyi iş çıkarıyorlar), youtube ya da illegal alternatifleriyle vakit öldürmeye başladı. Bu süreçte abone sayıları katlanan dijital platformlar kendini Kat 1 de hissederken sinemalar 333. kata indi!

Cinayet Süsü vizyonda iken benim de bir türlü fırsat yaratıp gidemediğim, takvim yoğunluğundan dolayı da biraz hızlı gösterimden kalkmasından dolayı perdede izleyemediğim filmlerden biriydi. Netflix'e gelmesi vesilesiyle malum ortamlarda da yerini aldı ve bir anda gündeme oturdu. Ben de herkes gibi gelir gelmez izledim filmi. Peki absürd komedi denemesi olan film ne kadar iyi? Cinayet Süsü vesilesiyle bu mizahın bizdeki temsiline ve filme bir göz atalım.

Türkiye'de absürd mizah Leyla ile Mecnun ile çıkmış bir anlayış değil. Temeli İngiliz Mizahına  (Monty Python ekibi bu işin atası aslında ve Fliying Circus programının tüm bölümleri Netflix'te mevcut. Hala yarılarak izliyorum ve Dikkat Şahan Çıkabilir'in kurgu yapısı direkt bu programdan alınmıştır.)  dayalı bu anlayış Amerika'nın fast foodlaştırmasıyla (ZAZ ekibi bu işin temelini atmıştır. Naked Gun, Hot Shots, Airplane vs.) Holywood'da bolca  mısır yenebilecek hiciv filmlerine dönüştü. Bize gelişi de Amerika'dan ithal. 

Natuk Baytan imzalı Erdoğan Tünaş'ın senaryosunu yazdığı, Kemal Sunal'ın başrolde oynadığı 1977 tarihli Kokrusuz Korkak filmi gibi eğlenceli ve başarılı denemeler olsa da aslen büyük üstat Ertem Eğilmez'in son filmi olan ve kendi sinemasını da tiye alıp elden geçirdiği, genç mizahçı Gani Müjde'nin senaryosunu yazdığı; izlendiğinde hala yarıla yarıla güldürecek; Şener Şen ve Müjde Ar'ın baş rolde olduğu; Cinayet Süsü filminde baş komiseri canlandıran Uğur Yücel ustanın ise Al Pacino vari bir Godfather parodik kötü karakterine hayat verdiği; çok başarılı 1988 yapımı Arabesk filmi ile başlar. 

Gani Müjde; Arabesk'ten sonra mizahçı arkadaşlarıyla tv de Kaygısızlar, Baskül Ailesi ve Ruhsar gibi absürd komediler üretirken; bitmek üzere olan Türk Sinemasına bir hayat öpücüğü gibi gelecek ve zaman içerisinde kült statüsüne dönüşecek; Cem Yılmaz'ın baş rolü son dakika da Cem Davran'a kaptırdığı yeşilçam parodisi Kahpe Bizans filmi ile 2.472.162 kişiye bilet aldıracaktır. 1999 yılı sonrası ise bu mizah anlayışının ülkemiz başta olmak üzere tüm dünyada tükenmeye başladığı bir sürece giriş kapısı olacaktır.


Duraklama döneminden sonra; 2010'lar da Selçuk Aydemir (İşler Güçler, Çalgı Çengi, Kardeş Payı vs.) ve Burak Aksak (Leyla ile Mecnun, Ben de Özledim, Bana Masal Anlatma vs.) adlı iki kuzenin dümene geçmesiyle absürd mizah açısından ülkemizde oldukça verimli işler üretildi. İkilinin projeleri geniş kitlelere ulaştı ve rahatlıkla fenomen oldu. Leyla ile Mecnundan sonra yıllar içerisinde  herkes yoluna dağıldığında ise Ali Atay oyunculuğun yanı sıra yönetmenliği de denemeye karar verdi ve Limonata adlı mütevazi denemesinden sonra 2018 yılında Okan Bayülgen'in ekibinden hatırlayabileceğimiz; Aziz Kedi ve Feyyaz Yiğit ile birlikte; güçlü bir oyuncu kadrosu desteğiyle Ölümlü Dünya filmini ortaya çıkardı. Tarzını keskinleştirdi ve absürd mizahtan beslenen; sert ve komik, hiç fena olmayan bir film ortaya çıkardı.

Beklentileri yükselten Ali Atay ve ekibinin yeni çalışması ve yazımızın odağı Cinayet Süsü ise bir yıl sonra gösterime girerek karışık eleştiriler aldı. Ben de film için bir ileri adım diyemem. Film kesinlikle yüzüne bakılmayacak bir iş değil bence ama beklenti yükseltilecek bir işte değil. Senaryo doğaçlamalarla tatlanan bir yapıdır lakin bu film finali harici pek parlak bir metin içermiyor ve oyuncular güldürmek için kendilerini zorladıkça ve yapılan her espri çıkarılmadan perdeye fırlatılınca yer yer oldukça yorucu olabilen bir iş ortaya çıkıyor.

Absürdlüğün yaşanan olaylar ve saçma durumlardan çok anlamsız ve yanlış anlamaya dayalı diyaloglar üzerinden verilmesi bu yapıyı daha da esnetiyor ve hikayeyi ciddiye almamızı zorlaştırıyor. Uzun ve absürd diyalog; Tarantino'nun da sıkça uyguladığı ve seyirciyi yormak için kullandığı bir taktiktir ama onun filmlerinde tıkır tıkır akan bir hikaye, karakterleri keskin çizilmiş kaliteli oyunculuklar ve üst düzey bir sanat yönetimi mevcuttur. Bunlar izleyeni alıp götürür. Cinayet Süsü ise her açıdan sadece sınıfı geçer seviyesinde duruyor ve ekibin kendine fazla güveni filme zarar veriyor.

Ali Atay ve ekibinin takdir edebileceğimiz yanı ise farklı bir şeyler denemeleri. Umuyorum ki bu film onlar için bir tecrübe ve sıçrama tahtası olur; sonraki projelerinde bu filmin sorunlarını çözmüş olurlar. Bu filmin üzerinde bu kadar duruyorsak farklı denemeleri sevdiğimiz için. Sakındığımız gözümüze çöpü biz batıralım, siz bir daha batmasın diye uğraşın yeter ki. 

Kalın sağlıcakla.  



twitter.com/atakandinc
     
instagram.com/tembelsair 




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Derbi Günü

Büklüm Büklüm

Kazayla