Kayıtlar

Öykü etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kurbanlık

Resim
(Dayanamadığım gerçek olaylara dayanmaktadır) 1994 yılı Mayıs ayı başlarında sıcak denebilecek bir Malkara sabahına uyanıyorum. O gün evde belirli belirsiz bir telaş var. Yaklaşan kurban bayramından dolayı pazara gidilip alınacak bir kurbanlığın da biraz etkisi olmuş olabilir bu telaşta. Dedemlerin bahçeyi gören mutfağında hızlı bir kahvaltı. Ardından dedem, babam  ve ben operasyon için ayalanan beyaz komyenete binip kurban pazarına doğru yola çıkıyoruz. Henüz beş yaşında bir çocuk için büyük aksiyon bu.   Pazara varılıyor. Hararetli geçe pazarlıklar arasında kaderini bekleyen kurbanlıklar var. Bizimkiler sonunda bir koçta karar kılıyorlar.  Hayvan kamyonete yüklenip evin arka bahçesinde son gününe kadar kurban edilmeyi beklemek üzere yola çıkıyor. Bir incir ağacının bulunduğu; etrafı tellerle ve komşu evlerle çevrili, toprağı eşeleyerek vakit geçirdiğim, evin mutfağından dışarı açılan küçük bir bahçe burası. Kurbana vermem için çanak içerisinde marul tutuşturuyor babanne...

Künkcesme Sokagında Kabus (Öykü)

Resim
                                            (Temsili; 2001 Yaz Tatili Malkara/ Sol üstten itibaren fotodakiler; Uğur, Burcu, Özge, Ben ve Freddy Abi)              BÖLÜM 1 /FİLM GİBİ/      Yaz tatili günlerimi Malkara'nın taşına bakarak geçirdiğim ergen ve erken gençlik dönemimin ilkbaharı. Annem ve babam çalıştığından ve bir kaç arkadaşım da orada bulunduğundan  yazın çoğunluğu Babaannemlerde; Künkçeşme mevkiinde geçiyor. Günler sıcak ve geneli televizyon karşısında, bazen bahçe içinde çapayla falan türlü atraksiyonlarla akıp gidiyor. Akşamları ise hava serinleyince çekirdek vs. alınıp civar parklara geçiliyor.      Parkta  oyun parkurunda biraz akrobasi, hunharca yenilen kara duman ve yatsı namazı dedemin yanına takılarak eve dönüş.  Televizyon kuşağında yine beni bekleyen esaslı b filmler ve k...

Hayaletlenme (Öykü)

Resim
         Görsel; (Salvador Dalí, Hayalet Fayton, 1933)     BÖLÜM 1    'SAKİN OLMAM LAZIM!'   Hayaletlere inanır mısınız? İnanın ben inanmam! Fakat görece sevdiğim, ortalı yaşların tam  ortasında, azıcık kel ve baya zayıf (karakterini kastetmiyorum!)  lise yıllarından arkadaşım, kadim dostum Rıza bir zamanlar hayalet gördüğünü iddia etti. Tam dostluğumuzu idame yerine idam  edecekken celallenmemem gerektiğini ve aramızda kalmak şartıyla başından geçenleri anlatacağını söyledi. Dedim anlat. Derdini söylemeyen dert sahibi olamaz!   Rıza; ev arkadaşları üniversiteyi bitirip memlekete döndükleri dönem dönecek bir evi olmamasının da etkisiyle ve öğrencilik kafasından bir türlü çıkamadığı için Eskişehir Anadolu Üniversitesinde tezsiz bir  yüksek lisans programına kaydolmuş.  Dersler genelde gece vakti gerçekleştiğinden ve gündüzleri arkadaşsızlık ve yalnızlık içerisinde göğsüne dolan inanılmaz boşluğu, cehenne...